Zam Babilon

Ders çalışmaktan bunalmış bir bünye olarak kendimi yine yurtta ki internet kafeye attım. Her zaman ki gibi mailime baktım. facebookumu açtım. twittera şöyle bir göz atıp, çok nadir yaptığım ekşisözlüğe göz attım. 1 ocak 2010 günü gelen sigara zamlarıyla ilgi bir başlık vardı ama bunun tam tersi. Marlboro fiyat indirimi yapıyormuş. Başlıkta verilen linke tıklayıp habere gittiğimizde, bu indirimdn sürümden kazanmayı amaçlamış firma. Ehhh okudukça şunu da görüyoruz bundan yine devlet karlı çıkacak. Artık herkes az bir farkla marlboro içeceğine göre. Ve pahalıda olduğuna göre yeme de yanında yat. İşini biliyor adamlar doğrusu.

Şimdi aklıma bir şey geldi ondan bahsedeceğim birazcık. Bir adam varmış. Yani bir varmış, bir yokmuş. Bu adam dünyaya sap gelmiş ama balta gidememiş. Bir zaman az daha baltaya sap olacakken bundan da vazgeçmiş. Ehh kapitalist düzen ne hale koydun bizi deyip bırakmış gitmiş her şeyi. Bir kadın varmış. Yani bir varmış, bir yokmuş. Bu kadın bu adamı görmüş. Aynı çiftlikte çalışıyorlarmış. Fakat bu adam bunu görmemiş. Dedik ya adam sap gelmiş diye dünyaya. Kadın sevmiş, beğenmiş. Uzaktan uzağa aşık olmuş adama. Adam görmemekte hala ısrar etmekteymiş. Bırakın görmeyi, şöyle yanlışlıkla bile kafasını çevirip bakmamış, varlığından haberi bile yokmuş. Bir gün, bir noel yemeğinde çiftlikteki bütün çalışanlar toplanmışlar. Hindiler hazırlanmış. Yılbaşı ağaçları süslenmiş. Bu adam ve kadın da oradaymışlar. Kadın uzaktan uzağa bütün gece onu gözlemiş hep. Bizim adam kös kös oturuyormuş bir köşede. Ve kadın cesaret etmiş, gitmiş yanına. Onunla konuşma, tanışmak için. İşte ne olduysa bundan sonra olmuş..

Tabii hikayenin geri kalanı da var ama ben burada kesiyorum. Çünkü hikayenin anlatıcısı benim. Başka bir yerde yok böylesi. Benim yazacak zamanım kalmadı gerisini. Belki başka zaman. Hadi benden bu kadar.

Hoşça kalın.

Yorumlar